SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
YUNUS'TA HOŞGÖRÜ VE BUNUN OSMANLI İMPARATORLUĞUNA YANSIMASI
Site Yönetimi
Admin
Üyelik tarihi:
Jan 2008
Mesaj Sayısı:
12,518
Konu Sayısı:
11,588
#1
01/11/2011, 23:52
YUNUS'TA HOŞGÖRÜ VE BUNUN OSMANLI İMPARATORLUĞUNA YANSIMASI
Hayrettin İVGİN
Türkler; İslamiyeti benimsemelerinden çok daha önce başlamış olan "Türk insanseverliği"ni İslâmiyetin âhlak kavramıyla ve insan değerleriyle geliştirerek güçlendirmiş ve yaşatmışlardır.
Hayatı, duygu dünyası, tasavuf yönü, dili ve üslûbu bakımından ilgi toplayan Yunus Emre'nin sanatındaki en önemli ve en güçlü unsurlardan biri; (insansever düşünce + hoşgörü) anlayışıdır. Yunus Emre'nin düşüncesindeki insan değeri ve insanlık kavramları, "Türk İnsanseverliği (Hümanizması)"nın temelleridir. Bu insanseverlik; dil, din, ırk, mezhep bölünmelerine karşı çıkan evrensel bir nitelik taşımaktadır.
Yunus Emre'nin insansever ve insanı ön planda tutan şiirleri biraraya gelince; Türk kültür tarihinin en sağlam başarılarından biri ortaya çıkar. Çağımızdan 700 yıl önce yaşamış bir halk şairimizin; önce Rönesans hümanizmasını sonra da Batı'da 18. yüzyıldan beri gelişen modern hümanizmayı müjdelediği ve temellerini attığı, hatta onların halâ erişemediği bir düşünce olgunluğuna ve şiirli söyleyiş gücüyle erişmiş olduğu görülmektedir.
Ancak şu farkla ki Batı Hümanizması dinsizlik üzerine bina edilmiştir. Ama Yunus'un hümanizması, İslâm dinimizin o engin ve evrensel insanseverliği ile bağdaştırılmıştır.
İnsanı dünyanın ölçüsü kabul eden ve yeryüzündeki varlığında değer ve önem bulan "İnsan sevgisi" düşüncesinin kökleri elbette Yunus Emre'den çok önce başlamıştı. M.Ö. 5. yüzyılda Protagoras, insan varlığının herşeyin ölçüsü olduğunu belirtmişti. Doğuda Konfüçyüs ve Buda inançları, ilâhî ve insancıl değerleri ön plana çıkarıyordu. Sokrates, insanın kendini tanıması üzerinde dururken, insanseverlik ve hoşgörü düşüncesinin temellerinden birini ortaya koymuştu. Aslında hem Hrıstiyanlıkta hem de İslâmlıkta dinî hümanizmanın belli ve güçlü kavramları vardır. Ancak her iki dinin de bağnaz ve yobaz yorumcuları, bu güzel değerleri çiğnemeye ve ortadan kaldırmaya uğraştılar.
10. yüzyılın ortalarında Ebu Hasan Eş'arînin (ölm. 935) kurduğu bir öğreti okulu, her türlü aklî düşünceyi reddetti. Akla ve her türlü şüpheye, özgür düşünceye karşı koyan koyu bir iman öğretisi olan "Eş'arîlik"; aklın hiçbir zaman gerçeğe ulaşmayacağını, kulların ancak kayıtsız ve şartsız inanmak zorunda olduklarını ileri sürmektedir. Onlara göre, akıl yoktur, ancak ilahî irade vardır. Eşarîlere göre akıl pek güçsüz bir veridir. Dine ve söylenenlere, körü körüne inanacaksın, akıl yürütmeyeceksin, düşüncesi hakimdi.
Oysaki tamamen Arap zihniyeti ve Emevî anlayışı olan Eşarîliğin bu düşüncesine ve öğretisine, Türk müslümanlar karşı çıkmış, insanın ve aklın üstünlüğünü, Allah'ın akılla algılanabileceğini ve imana akılla erişilebileceğini, insanı tanımakla Allah'ı tanımanın gerçekleşeceğini söylemişlerdir. Yine 10. yüzyılda ortaya çıkan Ebu Mansur Maturudî (ölm. 944) kurduğu bir öğreti sistemi ile Türk müslümanlarının Maturudîliğe meylini sağlamıştır. Yine Eşarîliğe karşı çıkan Mutezile adlı İslam öğretisi insanı önemli bir varlık olarak görmüştür. Bu öğreti sistemlerinde Allah'a inanmak ve iman esastır. Akıl, sevgi, insan sevgisi öne çıkmıştır. Allah da iman da akılla algılanabilir, akıl Allah'a imanın kaynağı değil, sadece aletidir. Bir şey Allah yasakladığı için kötü değildir, o şey kötü olduğu için Allah onu yasaklamıştır.
Yunus Emre; Maturudîlik ve Mutezile öğretilerini çok iyi bilen her Türk mutasavvafı gibi bu konuda kendini eğitmiş bir şahsiyyettir.
İnsanı ve aklı ön plana aldığı için Eşarîler tarafından Maturidîlik ve Mutezile öğretileri Batınî olarak görülmüştür. Yani din dışı bir akım olarak telâkki edilmiştir. Ama Anadolu Türk Müslümanları, Eşarîlik tesirinde kaldığı gibi Mutezile ve Maturidîlik öğretilerinin de etkisinde kalmıştır. Yunus Emre; hiç şüphesiz insanı ve aklı ön planda tutan bu İslâm öğretilerinden Mutezile ve Maturudîliğe daha açık ve sempatik davranmıştır. Onu, bu konuda Batinî olarak da suçlamışlardır. Yani, imanın ve İslamın şartlarına uymadığını söylemişlerdir. Kendisini namaz kılmıyor diye eleştirmişlerdir. Oysaki namaz, niyaz, ibadet hepsi Allah'la kul arasındaki bir olaydır. Kimseyi ilgilendiren bir husus değildir. Bir şiirinde kendisini suçlayanlara şöyle sesleniyor:
Bana namaz kılmaz diyen
Ben kılarım namazımı
Kılsam da ya kılmasam da
Tanrı bilir niyazımı
Ondan özge kim bilecek
Kim Müslüman kimler değil
Ben kılarım namazımı
Kabul ederse nazımı
Şurası bir gerçek ki Yunus Emre'ye en etkili olan mutasavvıf Mevlana Celâleddin-i Rumî olmuştur. Yunus, ondan tasavvufî hümanizmanın bir çok unsurlarını almıştır. Anadolu'nun başka bir manevî aydınlığı olan Taptık Emre'den ise insancıllığın heyecanını elde etmiştir.
Anadolu'yu aydınlatan başka bir hoşgörü ve insancıllık sembolü Hacı Bektaşı Veli'dir. Mevlâna, Yunus Emre ve Hacı Bektaş Veli'nin hoşgörü ve insanseverlik üzerine olan düşünceleri öyle bir örtüşüyor ki hayret etmemek mümkün değildir.
Yunus Emre'nin hoşgörü ve insanseverlik düşüncesi; yeni bir felsefî sistem değildir. Doğunun ve Batının yüzyıllar boyunca geliştirdiği hümanist düşüncelerin bir ön çıkışıdır. Yunus'un bir şaheser olarak ortaya koyduğu bu düşünceyi; kendinden önceki hiçbir düşünürde, sanatçıda, şairde ve din adamlarında bulmak mümkün değildir. Yunus Emre; eski Yunandan ve Roma'dan, Doğu dinlerinden, İslâmiyetin öz değerlerinden, içinde yaşadığı bölge ve yüzyılın sufîlerinden aldığı bu akıl ve insancı kavramlarını birleştirerek bir "Türk Hoşgörü ve Hümanizması" ortaya koymuştur.
O, Anadolu'nun yaşayan Türkçesiyle ve şiirsellikle düşüncelerini Türk toplumuna ve Türk kültürüne sürekli ve etkili bir etik (ahlâk) olarak bırakmıştır. 700 küsür yıldır onun bu sentez düşüncesinin yaşayabilmesi bundandır. Batı, bu düşünceye Rönesansla ancak 300 yıl sonra ulaşabilmiştir.
Yunus, bu insanlık sevgisini ve yeryüzündeki bütün insanların birlik ve beraberlik içinde olması gerektiği anlayışını, ne zaman dile getirmiştir? Mogolların yaptığı akınların ve üstüste kaç Haçlı Seferlerinin perişan ettiği bir bölgede, İslâm-Hırıstiyan düşmanlıklarının yoğun olduğu bir zamanda ve İslâmiyet içindeki korkunç mezhep kavgalarının sürüp gittiği bir dönemde dile getirmiştir. Harabelerin, kan, öç ve kinin, gözyaşlarının arasında; insanlar arasındaki kardeşliğin, yeryüzündeki barışın, birleşmenin ve dayanışmanın olması gerektiğini haykırıyordu.
Ben gelmedin dava için
Benim işim sevi için
diye boşuna seslenmiyordu.
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Bil ki yetmiş iki millet
Elin yüzün yumaz değil
Yunus Emre'nin hoşgörüsü, tüm insanlara aynı gözle bakmayı ifade eder.
Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan
Halka müderris olsa hakikatte asidir.
Bakınız şu hoşgörüye; bu hoşgörüde insanlık ve Allah sevgisi el ele, baş başa gider.
Hakkı gerçek sevenlere
Cümle âlem kârdeş gelir
Onda bu sevgilerin dışında dünya sevgisi de vardır.
Dünya bir gelin
Yeşil kızıl donanmış
İnsan yeni geline
Bakı bakı doyamaz.
Mevlâna ve Yunus'un aşk felsefeleri ve birlik çağrıları, onların yaşadıkları yüzyılda küçük bir uç beyliği olan "Osmanlı Beyliği" nde yankısını buldu. 13. Yüzyılın sonuna doğru Anadolu'da birlik sağlanması çalışmaları başladı. Bir "kevn", "oluşma", "birleşme" dönemi başladı. Osmanlının temel harcında, Mevlâna ve Yunus'un şiirlerinde filizlenen sevgi vardır. Aydınlar katında Mevlâna, Halk katında Yunus, yüzyıllarca sevgi ve hoşgörüyü besleyen iki kaynak olmuştur. Eğer Osmanlı coğrafyası; çağına göre insanların bütün haklarını kullanabildikleri bir coğrafya olmuşsa; bunda Mevlâna"nın ve Yunus'un payları büyüktür.
Yunus'un şiirleri ve düşünceleriyle Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında büyük rolü olduğunun farkına varan Ahmet Hamdi Tanpınar bir yazısında şöyle söylüyor:
"Ne zaman Orhan Gazi'nin çehresine biraz eğilsem, orada Yunus Divanı'ndan aksetmiş çizgiler görürüm ve bütün bu fütuhatların arkasında bu ruh kasırgası ile Türkçe'de doğan yabancı değerler dünyasını selamlarım."
Osmanlı fatihleri Anadolu'da birlik sağlandıktan sonra Balkanlarda inanılmaz bir hızla ilerlerken, Yunus'un felsefesini ve düşüncesini safha safha uygulamaya koymuş gibidirler.
Rumeli'de Osmanlı ordularına karşı ciddi bir mukavemet gösterilmemiş olması, hiç şüphesiz, fatihlerin girdikleri her yere âsayiş getirmeleri ve insanların can ve mal emniyetlerini sağlamalarından dolayıdır.
Kısaca, fethedilen topraklarda, asillerin âdetâ köle olarak kullandıkları insanlar, feodalizmin cenderesinden kurtarılıyordu. Dillerini özgürce kullanmaları, kültürlerini ve inançlarını korumakta serbest olmaları, refaha kavuşmaları, Türk insanseverliği ve hoşgörü anlayışını kabul etmelerine sebep oluyordu.
Şunu, kısaca şöyle ifade edebiliriz: Osmanlı Fütuhatının ardında Mevlânanın "Her ne olursan ol, gel" diyen sesi ve Yunus'un "Gelin tanış olalım" diyen esprisi vardır.
Alıntı
osman7159
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Sep 2008
Mesaj Sayısı:
1,772
Konu Sayısı:
555
#2
02/11/2011, 00:09
malesef hayettin beyin katılamayacağımız düşünceleri vardır. yunus ve mevlana ile ilgili itirazımız yok elbette. ama osmanlının büyümesiyle avrupaya hükmeerek feodalizmi kaldırmasıyla bir ilişkisi yok. osmalının kuruluş aşaması tamam. ya sonrası? osmanlı anadoluda feodalizmi kaldırmamış ve üstelik türkmen kıyımına giderken doğuda güneydoğuda feodalizmi desteklemiştir. osmanlı da yunus insanseverliği olsa idi türkmen kıyımını yapmazdı. osmanlı sonradan yunusu sevmekten vaz bile geçmiştir. ürgüp belediyesinin geçen yıllarda yunus emre sokağının adını değiştirmesi gibi.
http://vk.com/club35666845
Alıntı
RefikaDogan
RefikaDoğan
Üyelik tarihi:
Feb 2008
Mesaj Sayısı:
2,701
Konu Sayısı:
1,516
#3
02/11/2011, 12:06
Evet.Osman Bey' in dile getirdiği gerçekler ne yazık ki tarihin karanlık odasında bekletildi, veya saptırıldı her zaman ki gibi! Yüzyıllar boyunca dünya üzerinde bu hep böyle olmadı mı? İşine gelenin ön plana çıkarıldığı, gelmeyenin haklı haksızlığına bakılmaksızın susturulduğu ya da arka sokaklarda bir yerde bekletildiği ya da yok edildiği...
Ne kadar uğraşılsa da tarih; kendisini inkâr edenleri, görmezden gelenleri affetmiyor; tekerrür ederek...
Ne zaman ki vicdanıyla, aklıyle hür olup yüzleşir kendisiyle, gerçeklerle toplumlar / insanlar; işte o zaman medeniyet denilen canavarın oyuncağı olmadan ama cehaletin karanlığında da kaybolmadan ilerleyip yol alır barış içinde daha da güçlü bağlarla.
Teşekkürler Osman Bey...Dostça, saygıyla...
Her nefeste Gülce...
Alıntı
osman7159
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Sep 2008
Mesaj Sayısı:
1,772
Konu Sayısı:
555
#4
03/11/2011, 03:05
ben teşekkür ederim refika hanım. selam ve saygılar.
http://vk.com/club35666845
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
YUNUS EMRE 1238-1321
RefikaDogan
0
1,631
24/07/2012, 19:19
Son Mesaj
:
RefikaDogan
ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE? ŞİİRİ VE ÂŞIK DERTLİ-ERZURUMLU EMRAH KARIŞIKLIĞI
Site Yönetimi
2
34,881
11/10/2011, 22:53
Son Mesaj
:
RefikaDogan
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2024
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder