• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
ZAMANSIZ ZAMAN
Dışarıda Mustafa Ceylan
Site Yönetimi
*****
Üyelik tarihi: Nov 2008
Mesaj Sayısı: 2,007
Konu Sayısı: 1,502
 
#1
30/09/2015, 01:48
ZAMANSIZ ZAMAN


Mustafa CEYLAN
**************

Yazımın başlığına bakarak, Üstad-ı muazzama' nın gazetesi "zaman" dan dem vuracağım sanmayınız. Ona zaten Beştepe'den vuruşlar devam etmekte. Yok efendim "Asya-Amerika Bank" a nasıl çalımlar atıldı ve atılmaya devam ediliyorsa, "Üstad-ı muazzama'nın bütün dış gayretlerine rağmen, diş geçirildiği yerden, hem demokrasi, hem "kastelli kuralları" ile kanatılmaya devam edilmekte. Tutmuş Osman'ım yazılmayanı yazmış da, onu da borçlana-dertlene kitap olarak yayınlamış da, kitap satışlarından kazanacağı ile birgün borçlarını ödeyeceğini sanıyor.

Kaç kere söyledim dinletemedim Osman'ıma... Eskimeyene ve modası hiç geçmeyen, bereketi fazla, geliri çok olan tek yol "tarikat-cemaat" yoludur diye. Gel, boşuna kendin yol çizip kendi kervanını topal karıncalar gibi yürütme, bak senin "topal karınca" bile neydi o, "kıvılcım yayınları" nı kurmuş, simit satar gibi fuarlarda kitap satıyor, hele hele Üstadlar'dan yana cemaate kapak attın mı, "keloğlan" masalları da yazsan ekmek satar gibi satarsın diye. Sonra, sırtın yere gelmediği gibi, yanında dev gölgesi bir gazete bulunur dedim, ama nafile. Bizimkisi, inadım inat...

Neyse...
Kazanan kazanana...
Kazan kazana...
Kazı kazan oynamak ise Osman'ıma...

Şans topu, zamansızlığa... 
Recep Emmi'nin zamanı yok valla... Bakkalın girişindeki küflü, karıncalı masaya koyduğu "gönül terazisi"nin ibresi eğilmiş. Herkesin düşüncesini, aklından ve yüreğinden geçeni önceden okuyan terazisi ile Recep Emmi, Çerci Necmettin'den öğrenmişti, ayna ve kuru leblebi satmasını ve bakkalı ondan, o yıllardan aldığı "cemaat-tarikat-siyaset" üçlemesinden oluşan uzun metraj "atmasyon filim" senaryosunun verdiği ilhamla kuruvermişti beş tepelerdeki bu yere...

Millet geçim derdine düşmüş, pazarda limonun kilosunu tartışa dursun; "niye çalışıyorsun çalışma" diyen "Çalışma Bakanı" da tutmuş, memur ve memur emeklisinin gözünün içine baka baka kıs kıs bıyık altı gülüşü tıraşı geçiyor. Çerçi Necmettin'in tırnağı bile olamadınız. Memura vereceğiniz iki bayram harçlığı emekli ikramiyesi eklemesini "anlaşılamayan koalisyon konuları" içinde zikrederken, insan biraz olsun utanır. Ama, nerde sizde öylesi duyarlılık. Tıpış tıpış oy verecekler nasıl olsa, ya da PeKeKe namlu ucu sandık tehdidi var, el mecbur oy verecekler nasıl olsa... Zihniyetiniz bu. Yalanım varsa, Tijen Yükseksoğan'ın tırnak boyası renk değiştirsin valla...

Zamansız Zaman'dan bahsedecekken, "siyaset gündemi" nin "hamule vagonu"na takıldık, tıkır mıkır, Sazcı Selo gibi Avrupa salonlarında Kartal Remziler arayan "yük treni" bojisi gibi, "tek düdük" bekler olduk. Tek düdük, zamanda zamansızlığı yenen olgu. Hep 30 Ağustos sonrası "Ağustos böcekleri" nin bitmek tükenmez "cırcırnameleri" ni hizaya sokardı. Tek düdük, demiryolculukta tren makinistine "ileri" git emridir. Çift düdük ise "treni geri götür" demektir.  Sazcı Selo'ya kaşarlanmış marksizm eskisi, AB'nin paslı kürtçü "maşa"ları bakalım ne tavsiyelerde bulunacaklar. Önümüzdeki günlerde Selo'nun saz nağmelerinden bunları duyacak ve bileceğiz...

Zamansız zamanın düdük olayından başka, bu aralar yeni senaryoların üretilerek gündeme sunulacağını sanmaktayız. Şimdi düdüğü bizim demiryolu gar işaretçileri, kel kafalarındaki eğri şapkalarıyla öttürmüyorlar; ya da öttürüyorlar da onları duyan yok. Şimdi düdük başka ellerde. Bizim Vatandaş Osman çocukluğunda en çok "yalancı meme-biberon-balon ve düdük" ten hoşlanırmış. Bu hoşlanma, adam şu kadar yaşa girdi daha devam etmekte. Düdüğü çalan parayı kapar gerçeğini bildiği halde, biberondaki ABD süttozu'nun etkisiyle eter koklatılmış misali horlayan Osman'ın eline düdük öttüreceği vakit geçmedi bir türlü. 

Neyse...
Dümbükler elinde düdük bile cefa çeker
Düdük düdüğe baka baka ötermiş...
Güdük kalmak Osman'ıma...

Bir "şeref" konusudur gidiyor. En ağdalı arabesk türkümüzün "şerefsz şeref" olduğunu bilseler, meclis uykucusu, şair müsveddesi de "eşref saati"nde bir "müşerref" şiiri yazar, kendini kasa kasa, gırtlak çıkışlı ses değiştirmece oynardı ekranda. Eşref Kolçak filimlerinde, yumruğu yemiş Ahmet Tarık Tekçe siyasetçileriyle dolu ekranın karşısında gülmekten bayılıyoruz. Tijen hanımın tarlasından biraz soğan gelse idare ederdik ama, "parsel parsel eylenmiş dünya" da bizim gibi zamansız zaman içinde iki büklüm emekçil-emeklilere kuru soğan bile yok ki... Boğaz yalılarında viski içer gibi içerdik Osman'ın süttozu kokulu kirli tas suyundan, neylersin ki Osman 'da kayıp bugünlerde... Oturacaksın Emirgan'da bir çay bahçesine, yarım saatte üç ihtilal, 8 devrim, 11 reform yapacaksın. Bak nasıl düzeliyor memleket. Kara gözlü, içi dışı gurbet olan memleketim benim...
( c) Bu şiirin (yazının) her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Alıntı  
Tweet      
     


Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder