Hayr’a alâmetse çekilen çile
Ben de bu inançla çektim sîneye
Umutlarım yeşerecek seneye
Nadasa bıraktım tevekkül ile

Çalışıp didindim bir yarım canla
Sürdüm denizleri karasabanla

Belâ teknesinde sabır yoğurdum
Dertlerimle Eyüp’leyin dertleştim
Gâhî yumuşadım, gâhî sertleştim
Zaman tünelinde dokuz doğurdum

Barışık yaşadım irinle, kanla
Kangrene dönüşmüş azgın çıbanla

Bin doğru çıkardım eğri biçimden
Gayrı sırt çevirdim ham düşünceye
Tavizsiz yöneldim tam düşünceye
Korkuyu, şüpheyi attım içimden

Yürüdüm menzile hep hüsn-i zanla
Dikenli yollarda yırtık tabanla

Kırk yıl davar güttüm ıssız dağlarda
Geceleri ay’ın koynunda yattım
Körpe yıldızlara masal anlattım
Raks etmeden kuşlar henüz bağlarda

Her sabah yeniden ağardım tanla
Adım özdeş oldu “garip çoban”la

Ahmet Süreyya DURNA

Üstadım;
Bu şahane şiirinizi GÜLCE-BULUŞMA bölümünde yayınlamışsınız.
GÜLCE-BULUŞMA
Hece ve serbestin bir şiir bünyesinde bir araya gelmesi, yani buluşması demektir.
HAN DUVARLARI nda ÇAMLIBEL'in beyitler arasına koşma koyması gibi, hecenin arasına serbest mısralar olursa ona GÜLCE-BULUŞMA diyoruz...
Güzel şiiriniz bir hece şiiridir ve Gülce-Buluşma değildir...
*
Selamlar, saygılar

Aşkolsun valla.
Yahu güzel insan, bendeniz naçizane elinde değnekle dolaşan bir 'ama'dan farksızım. Nereye ne şekilde şiir asacağımı zaten zor seçiyorum. Üstelik tasnif biçimine göre şiir asılmasını da şimdi öğrendim. Harara saman basmaya benzemezmiş bu iş anlaşılan. Herşeyin bir yolu-yordamı varmış oysa...
Ama siz yine de bakmayınız kusurumuza. Olmuş bir kere...

Ahmet Süreyya Bey;

Bu şiir muhteşem bir Triyolemsi olur. Kıyıya kadar da gelmişsiniz üstelik! Bence siz dönüştürün bunu Gülce Triyolemsi' ye...Çokça muazzam söylemleriyle oldukça etkili bir şiir.
Güçlü kaleme saygı ve dostlukla...