Gülce Edebiyat Akımı
Nefret Bana Düştü - Yazdırılabilir Sürüm

+- Gülce Edebiyat Akımı (http://www.gulceedebiyat.net)
+-- Forum: GÜLCE EDEBİYAT AKIMI (http://www.gulceedebiyat.net/forum-gulce-edebiyat-akimi-725)
+--- Forum: GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER (http://www.gulceedebiyat.net/forum-gulce-yazan-sairlerimizin-gulce-ve-diger-siirler-730)
+---- Forum: (A) (http://www.gulceedebiyat.net/forum-a-1445)
+----- Forum: Ahmet İDRİSOĞLU (http://www.gulceedebiyat.net/forum-ahmet-idrisoglu-120)
+----- Konu: Nefret Bana Düştü (/konu-nefret-bana-dustu-18844.html)



Nefret Bana Düştü - ahmet idrisoğlu - 09/10/2011



Oturmuş
Bir yazıhane köşesinde sessiz,
Dudak aralığımdaki sigaramdan çıkan halka
Anlamsız,
Düşüncelerim kadar
Issız.

Boş parmaklarım klavyemde sakin
Beynimden gelecek emri bekler gibi sanki
Hayâsız bir arzu doğsun istiyorum,
Edepsiz;
Bir mum gölgesiyle sevişsem,
Unutsam kaygıları.

Çoktan yazmadığım
Serbest kadar serbest olsam,
Yüzümü döndüğüm bulutlar kadar donuk,
Korksa kâinat benden;
Bir emrimle sur üflense,
Yok olsa tüm kötülükler,
Allah mısın be adam?
Hâşâ.

Oysa
Tüm kötülükler bende;
Kini sildim,
Nefreti reddettim,
Sevgiyle yoğruldum da ne oldu?
Neyim var şimdi
Günah dediğiniz olgudan başka?

Kin bana düştü,
Nefret bana,
Atam Âdem’den kalan hatıra.


Ahmet İDRİSOĞLU
25.Eylül.2011 1255



RE: Nefret Bana Düştü - Site Yönetimi - 09/10/2011

Önce:
"Hayâsız bir arzu doğsun istemek, hem de edepsiz;
ve
Bir mum gölgesiyle sevişme isteği
ve
Kaygıları unutmak..."
*
Sonra :

"Kini sildim,
Nefreti reddettim,
Sevgiyle yoğruldum da ne oldu?
Neyim var şimdi
Günah dediğiniz olgudan başka?"

*
Netice:

Adem Ata'dan beri kin ve nefret bana düştü,
Adem Ata'mdan kalan hatıra"

Böyle diyor şair Ahmet İdrisoğlu.
*
Adem Ata, Hazreti Adem'dir, ilk insan, ilk Peygamber'dir. En güzel şekilde yaratılmış, insanlık zincirinin ilk halkası. Kin ve nefret Hazreti Adem'den kalan hatıra olamaz. Şairin bu son mısraına itirazım var. Bel ki, Adem Ata zamanından kalan hatıra dese sanırım söylemek istediğini daha iyi ifade ederdi.
Sonra;
Biliyoruz ki, Hazreti Nuh ile birlikte, "Tufan" sonrası insanlık yeniden mayalanmış ve zincirin devamı sağlanmıştır.
*
Kin ve nefret, HABİL ile KABİL savaşı ile başlamış, o günden beri gelmektedir. Kabil, Âdem ve Havva'nın büyük oğlu, Habil ise küçük oğludur. Kabil'in, kardeşi Habil'i öldürdüğüne ve tarihteki ilk katil olduğuna inanılır.
Hazreti Adem, bütün insanlığın ata'sı olarak, yüce Yaradan'ın yarattığı ilk insandır. Örnek insandır. Kin ve nefret ondan değil, onun oğullarından bugüne gelmiştir. Kardeş kardeşi öldürmüştür.

Bazen, şiirde tek bir kelime noksanlığı şiiri alıp başka mecralara götürdüğü gibi- ki burada (zamanından beri)(Bana kalan hatıra) olmalıydı.
Bazen de, şiirde tek bir kelime fazlalığı şiirin geometrisini bozmakta ve şiiri yerle yeksan etmektedir.
Bu şiirde bence noksanlık son mısradadır.
*
Şiirde şair, mucizevi düşler peşindedir.
Kâinatın kendisinden korkmasını ve bir emriyle surun üflenmesini arzu etmektedir. Kötülükleri, kini, nefreti yok etmek istemekte ve kendi kendiyle konuşarak "Allah mısın be adam?" da demektedir.
*
Türk şiirinde, yaşanılan dünyanın kötü ve fâniliği(fâni-fena),Yunustan bugüne işlenmiş bir konudur. Özellikle tasavvuf -tekke edebiyatında bu dünyanın geçiciliği, esas âlemin "öte dünyada", "baki'nin BÂKİ olanla" mümkün olduğu temasıyla işaret edilmiştir. Bu sebeple, nefis terbiyesi ve insanın günahlardan arındırılarak "kâmil insan" olması istenmiştir.

Ayrıca;

Servet-i Fünuncular, yaşadıkları âlemden hoşnut değillerdi. Mutlu olabilmeleri için Yeni Zelenda'ya kaçarak orada yaşamak istiyorlardı. Bu hülyâları reele dönüşmeyince, düşler âleminde her şair kendine göre bir dünya keşfetmeye ve kendini oraya -sığınmaya-mahkûm etti. Nitekim, Ahmet Haşim'in "O Belde" si böyle tahayyül edilmiş bir âlemdir ki, "gölgeler ve akşamın alaca karanlığı, havuz, melek silüetleri" ile nakışlanmıştır.

Şair İdrisoğlu, bir mum gölgesiyle sevişmek istemekte. Sevgiyi ararken, günah-kötü- madde/mânâ kavgası ve ikisi arasında salınan insan gönlünü çizmeye çalışmıştır. Fakat, Servet'-i Fünuncular gibi düşlediği -düşler dünyasına sığınmamış, gerçeğin katılığı karşısında, kaderine razı olmaktadır. Ne yapayım, bunlar, bu söylemler, sevmelere günah demeler, yasak koymalar, ara bozucu ve yıkıcılar, dedikoducular, kötü ruhlu insanlar; bunlar var ve insanlığın ilk döneminden beri bu gerçek ortadadır demektedir. O sebeple, onlar, bozguncular kin nefreti bana miras bıraktılar ne yapayım demektedir.
*
Serbest şiir, (anlamsız-ıssız-sessiz-edepsiz)gibi ses uyumlarından faydalanmaya çalışılmış. Hece'de usta bir kalemden de sesin raksı elbette beklenirdi.
*
Habil ile Kabil konusunda internet'te bir kaynak (wikipedia) şöyle der. (Meraklısına)(Aslında Ali Gözütok hocamız bu konuda daha donanımlıdır. Onun yorumunu merak ediyorum.)

"İslami kaynaklarda Habil ve Kabil

Kur'an'da Kabil ve Habil'den Maide suresinde bahsedilir. Kur'an'da isimleri geçmez ancak diğer İslami kaynaklarda Kabil ve Habil olarak adlandırılır.

Kabil'i kardeşini öldürmeye iten güdüler

Habil ve ağabeyi Allah'a birer kurban sunmuşlardı. Kabil, kendi kurbanı Allah tarafından kabul edilmediği için kardeşini öldürmeye karar verdi (Maide Suresi, 27-32).

İbni İshak tarafından rivayet edilen ve sahih olmayan bir İslam hadisine göre ise Habil ve Kabil'in birer ikiz kız kardeşi vardı ve birbirlerinin kardeşiyle evlenmeleri istenmişti. Kabil'in ikizi, Habil'inkinden daha güzel olduğu için Kabil bu değiştirmeyi kabul etmedi.

Habil'in ölümü

Kabil Habil'e onu öldüreceğini söylediğinde, Habil, Allah'tan korktuğunu söyleyerek karşı koymadı ve ağabeyine el kaldırmadı. Ancak Kabil'in cehennem ateşinde yanmasını diledi. Bazı liberal İslami akımlara göre Habil pasifizmin ve şiddet karşıtlığının ilk savunucusudur.

Daha sonra ağabeyi, Habil'i öldürdü ve yeryüzündeki ilk cinayeti işlemiş oldu (Tirmizi, 2812). Kur'an'da cinayetin ne şekilde işlendiğine dair bir açıklama yoktur.

Habil'in gömülmesi

Allah Habil'in cesedini nasıl gömeceğini göstermek üzere bir karga gönderdi. Yeri eşeleyen kargayı gören Kabil, kargadan bile aciz olduğunun farkına vararak yaptığından pişmanlık duydu (Maide Suresi, 27-32).

Konu ile ilgili ayet ve hadisler

"Onlara Âdem'in iki oğlunun olayını doğru olarak anlat. İkisi birer kurban sunmuşlardı. Birinin kurbanı kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kendisininki kabul edilmeyen 'And olsun, seni öldüreceğim' deyince, kardeşi 'Allah yalnız saygılı olanlarınkini kabul eder' cevabını vermişti. 'Eğer, öldürmek için bana el kaldırırsan bile, ben öldürmek için sana elimi kaldırmam, doğrusu ben dünyaların Rabbi Allah'tan korkarım.'

'Ben, hem benim ve hem de senin günahınla dönüp ateşliklerden olasın, isterim. Bu, haksızların cezasıdır.' Bunun üzerine bencilliği kendisini kardeşini öldürmeye götürdü de kardeşini öldürdü. Böylece kaybedenlerden oldu. Allah, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini ona göstermek üzere, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O 'Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ayıbını örtmek için bu kargadan da mı aciz oldum?' dedi de, böylece yaptığına pişmanlık duyanlardan oldu." (Mâide Suresi, 27-32)

Kabil ve Habil ile ilgili tek sahih hadiste, yine isim verilmemekte ve böylece her asır ve her dönemde kabil olayının benzerlerinin olabileceği anlatılmaya çalışılmaktadır:

"Zulümle öldürülmüş hiç kimse yoktur ki, onun kanında Âdem'in ilk oğluna bir pay düşmesin. Çünkü adam öldürenlerin ilki odur." (Tirmizi, 2812)

Böylesine kötü birşeyi daha önce yapmadığı için, Allah onu lanetlemek yerine, cinayetleri engellemek için bir kanun koyar:

"Kim, - bir cana karşılık veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere)- bir cana kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa, bütün insanlığı kurtarmış gibi olur." (Mâide Suresi, 32)

*
İdrisoğlu Üstadımıza teşekkürler...
Selamlar, saygılar...
Mustafa CEYLAN
09.10.2011 /22:30




RE: Nefret Bana Düştü - ahmet idrisoğlu - 08/06/2012

İşte şir kritik edilmeli dediğim bu. Bu kritiklerden kimse alınmamalı. Ne kadar haklı yazmışlar; kalemimin acelecilkiğiyle gönlümdekini değil, okuyucunun algılaması ihtimali olan anlatımı kendikendime ben de kınadım.
Allah razı olsun diyorum üstadıma.
Saygım ve muhabbetimle...