Gülce Edebiyat Akımı
Horasan’dan Anadolu’ya gelen aydınlık - Yazdırılabilir Sürüm

+- Gülce Edebiyat Akımı (http://www.gulceedebiyat.net)
+-- Forum: KAYNAKÇA (http://www.gulceedebiyat.net/forum-kaynakca-1495)
+--- Forum: Konularına Göre Şiirleriniz (http://www.gulceedebiyat.net/forum-konularina-gore-siirleriniz-1236)
+---- Forum: Köşe Yazarlarımız/Makaleler (http://www.gulceedebiyat.net/forum-kose-yazarlarimiz-makaleler-1284)
+----- Forum: Ahmet ÖZDEMİR (http://www.gulceedebiyat.net/forum-ahmet-ozdemir-1589)
+----- Konu: Horasan’dan Anadolu’ya gelen aydınlık (/konu-horasan%E2%80%99dan-anadolu%E2%80%99ya-gelen-aydinlik-32355.html)



Horasan’dan Anadolu’ya gelen aydınlık - Ahmet Özdemir - 27/05/2017

Horasan’dan Anadolu’ya gelen aydınlık

[Resim: ahmet-ozdemir.jpg&w=125&h=125]
Ahmet Özdemir



2 Mayıs Cumartesi günü her yıl olduğu gibi Hoca Ahmet Yesevi Vakfı’nda geleneksel “Ahi Evren Anma Günü” etkinlikleri vardı. 13. Yüzyıl Anadolu’sunun siyasi, sosyal ve ekonomi mimarı Ahi Evren’in doğumunun 839 uncu, şehit edilişinin de 749 uncu yıldönümüydü. Sabah verilen kahvaltının arkasından Etem Çimen’in yönettiği etkinliğe geçildi. Başbakan Recep Tayip Erdoğan’dan, ilçe belediye başkanlarına, sendikalardan ticaret odası başkanlarına kadar onlarca kişi mesaj göndermişti. Ben “Horasan’dan Anadolu’ya gelen Ahi Evren Aydınlığı” konusunda konuştum. Araştırmacı Yazar Dr Yusuf Gedikli, “Ahi” ve “Evren” sözcüklerinin etimolojisi ve anlamı üzerinde, yanlış kullanılan başka sözcüklerden de örnekler vererek aydınlatıcı bir konuşma yaptı. Hoca Ahmet Yesevi Vakfı Başkanı Erdoğan Aslıyüce ise, 12 ve 13. yüzyıl Anadolu’sunun tarihi, siyasal ve toplumsal yapısı hakkında bilgiler verdikten sonra bu yüzyıllar içinde Ahi Evren’in yerini, mücadelesini ve ilkelerini anlattı.

Ahmet Yesevî’nin, Türklük Dünyasına gönderdiği Horasan er­leri kolu ulu kişilerinden birisinin de Ahî Evren olduğunu söyleyebi­liriz. Ahî Evren, yalnız Türk-İslam mutasavvıfı değil, yiğit1iğin, birli­ğin ve dayanışmanın gerçek bir yol göstericisidir.


İnsan sevgisi ve hoşgörüyü temel alan, Ahmet Yesevî’nin ay­dınlık yolundaki önemli güç merkezleri arasında, Hacı Bektaş gibi, Sarı Saltuk gibi, Bahaeddin Veled gibi, onun oğlu Mevlana gibi, Yu­nus Emre gibi Ahî Evren’ı da sayabiliriz.


Bildiğiniz üzere, eskilerin “Diyar-ı Rum – Rum Ülkesi” diye adlandırdıkları bölge, Anadolu ve Rumeli topraklarını kapsayan “Doğu Bizans” ülkesiydi. Orta Asya’ dan kalkıp buralara, İslam Dinini ve Türklük bilincini yaymak için, canlarını dişlerine takan, savaşı, ölü­mü, her türlü güçlüğü göze alanlara; Gaziyan-ı Rum “Rum Gazileri” derlerdi. Horasan bölgesinden kalkıp gelen, derviş meşrepli, mümin yürekli bu kahramanların bir adı da “Horasan Erleri” veya Tarık Binat’ın tanımıyla “Horasan Erenleri” ydi.


Hoca Ahmet Yesevî’nin kendi aydınlık dünyasından, batıya fır­lattığı nur parçaları, bir kültür ve bilim meşalesi olarak, İran üzerin­den Ön Asya’ya, Mezopotamya’ya ve sonunda bütün Anadolu’ya ak güvercinler gibi konarak oralarda yeni ocaklar kurdular, çoban ateş­leri örneği haberleştiler çevrelerini aydınlattılar. İslam tasavvufu ile birlikte, Türk kültürünün gür ve berrak kaynaklarını buralara taşıdı­lar.


Kuşkusuz, Âşık Hasan Dede’ye kadar ulaşan Gaziyan-ı Rumla­rın, daha içimize sinen bir deyimle Alperenlerin adlarını ve hayat hikâyelerini kronolojik bir dizi ile sıralamak zordur. Ancak hepsinin kaynağının Türkistan’a, Horasan illerine kadar uzadığını kolayca bulabiliyoruz.


Batıya göç edenler arasında Hacı Bektaşi Veli ile Horasan Er­lerinden dört yüz kişi, hep birlikte gelip Suluca Höyük (Hacı Bektaş) bölgesine kondular. Bunlar ihlâs sahîbi, din ve milliyetlerine bağlı, yiğit insanlardı. Ertuğrul’un babası Süleyman Şah’ın aşiretinin ve Mevlana’nın babası Sultan-ül Ulema “Bilginler Sultanı” Bahaeddin Velet Çelebi’nin de aynı sıralarda batıya göç ettiğini biliyoruz. Hora­san, Nişabur, Tuş, Meşhed çevrelerinden göçüp gelen bu inançlı ve bilge kişiler, yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi, aynı zamanda Türk kültürünün temellerini ve kaynaklarını bir nur gibi yaymaya başladılar. Karamanlı Mehmet Bey örneği, kendi dil ve kültürlerini de Arap ve Acem baskısından kurtardılar.


Ahî Evrenler, Aşık Paşalar, Şeyh Süleyman Türkmanîler, Caca Beyler öte yandan Hacı Bektaşi Veli ile ilgili olarak Menteşler, Abdal Musalar, Karaca Ahmetler batı illerine doğudan gelecek büyük akı­nın ileri karakollarını kurup oluşturdular.


Ahîlik ile ilgili özet bilgiler sunmadan önce, Ahî Evren hakkın­da bir kaç notu aktarmanın faydalı olacağını umuyorum.
Anadolu’daki Ahîler ve örgütleri hakkında en geniş bilgileri İb­ni Battuta Seyahatnamesi’nde bulabiliyoruz. Ahî Evren’in Hora­san’ dan 2. Keykubat zamanında geldiği çeşitli kaynaklarda yer al­maktadır. Aşık Paşa’dan; Yunus Emre, Karaca Ahmet, Geyikli Baba gibi süflilerle çağdaş olduğunu öğreniyoruz. Bir kısım kaynaklar ise Ahî Evren’ı Sultan Orhan devri uluları arasında saymakta, bir bölü­mü ise Murad-ı Hüdavendigar zamanında yaşadığım öne sürmektedir.


Ali Emiri’ye göre Ahî Evren, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Os­man Gazi’nin tahta çıkışında hayattaydı. Seyit Nimetu1lah’a göre ise, Hacı Bektaşi Veli ve Şeyh Edebili, Osman Gazi’ye ilk hükümdarlık kılıcını kuşatmışlar, hayır duada bulunmuşlardır.